plasticwings.org

değişik konularda yazan birkaç kişinin web günlüğü.



29 Ağustos, 2004

istanbul7

0 Yorum  | plush | 14:56
"Boğaz Köprüsünü boyanmış görmek isterdim: hayal edebiliyor musunuz? Boğaziçi Köprüsünün tam altında, Doğudan Batıya uzanan dünyanın en uzun boyaması!" diyordu Ned Pamphilon 13 aralık 2003 tarihinde Zaga'da gökkuşağı renklerindeki kazağı ile. Bu programdan sekiz ay, bu fikri düşünüşünden yedi yıl sonra ned'in bunu hayata geçirebilmesi için önünde kalan tek engel ise bazı bürokratik izinler.

ned'in istediği şey imkansız olduğu için belki de bu kadar bizi heyecanlandıran, senelerce üzerinde vakit öldürdüğümüz, asfalt çalışmaları, halat kopmaları veya intiharları yüzünden sık sık gündeme gelen, istanbul ile ilgili her görselin mihenk taşı olan bir kült objeyi gökkuşağı renklerinin barındırdığı metaforlar ile birleştirmek çoğu devlet büyüğümüze belki uçarı gelse de son zamanlarda istanbuldaki heyecan verici gelişmelerden birisi bizim için.

köprünün boyanması için bazı sponsorlar şimdiden bulunmuş bile; bunun yanında bizim gibi sermayesiz oluşumlar da laf kalabalığı ile destek veriyor. şu adresten pool'a katılabilir, bu adresten ned ile iletişim kurabilirsiniz.

http://www.istanbul7.com - bu adres ise 1eylül tarihinden itibaren "rainbow bridge" hakkında tanıtım ve bilgi deposu olacak.

24 Ağustos, 2004

i can do better

0 Yorum  | spineless | 00:23
haftanın filmi uygulaması olmasa sinemaya gitmeyecek insanlar olduğumuzu farkettiğim gündür bugün. hem afişinin afilli olması, hem de fiyatının uygun olması stepford kadınları'na gitmek için yeterli oldu.

film başlar başlamaz, isterse en saçma sapan sonla bitecek olsa dahi benden artı puanı almıştı. o eteklere, puantiyeli elbiselere, kabarık saçlara can kurban. nicole kidman'ın genç kızlığından beri kariyer mahvedici manhattan sürtüğü olma planları yüzünden onu pek öyle cicili bicili göremeyeceğimi zannedip üzülmüştüm ki, film değişik yönlere meyillendi. amerika'da süregelen yüzüklerin efendisi çıkışlı orlando bloom ve Viggo Mortensen çılgınlığı, aol ve silikon vadisine edilen bir çift laf, bilimum tanımadığım ünlü isme yönelik sataşmalar ve sature edilmiş ev görüntüleriyle kendisinden bekleneni verdi. film sonu sürprizleri girişimleri dışında eğlenceli, gerektiğinde lafı gediğine koyan, amerikan banliyö hayatına eğlenceli bir bakış olmuş, tebrik ederim.

son olarak eklemek şunu eklemek isterim, harun tekin ve pek kıymetli mor ve ötesi.

16 Ağustos, 2004

levent metro

1 Yorum  | plush | 01:07
"istanbul'da ne gördüğün zaman hüzünlenirsin?" deseler aklıma sonbahardan önce 4. levent metro durağı gelir. zaten topu topu altı durağı olan metonun bütün duraklarında ayrı çiniler, desenler, tarihi dokunuşlar ve tasarımlar özenle hazırlanıp yerleştirilmişken, 4. levent durağı bir üvey evlat konumunda. taksim de bir son durak özelliğine sahip ancak hiç bu kadar itilip kakılmamıştır heralde duraklık hayatı boyunca. sadece tek şeritten oluşan, duvarları yeşil eski bir badana olan bu durağa hemen el atılmalı, diğerleriyle aynı özeni görmeli. 4. levent'te oturan insanların etrafı tuvaletten bozma fayanslarla kaplı çini görmeye hakkı yok mu? biraz daha anlayış bekliyorum yetkililerden.

08 Ağustos, 2004

orhan çocuk yapalım mı?

0 Yorum  | plush | 10:35
max. 5 yaşındaki çocuklarınızı iyi yetiştirin, çünkü ayşe arman hamile.

başlıktan bir şey anlamayanlar için şuraya göz atmakta fayda var.

03 Ağustos, 2004

deli dana

0 Yorum  | spineless | 22:45
geçen gün bindiğimiz bir taksim-ataköy sarı dolmuşu hayatımda yaşadığım en güzel yolculuğu tattırdı bana. önce bozuk para vermeyen insanları azarladı, sonra sekizden fazla insanın binmesinin yasak olduğu araca 11 kişi alarak rekora koştu. şikayet edeceğini söyleyen bir kadına da "ne o hanımefendi rahatsız mı oldunuz?" şeklinde kibar mı kibar, asil mi asil bir cevap verdi.

biz ne yaptık, hıncal abimizden öğrendiğimiz gibi inince plakasına baktık ve sitemizde afişe ediyoruz; 34 TZF 46!

↑ Yukarý Çýk

Arþiv

Liverpool