plasticwings.org

değişik konularda yazan birkaç kişinin web günlüğü.



23 Ocak, 2004

under fifteen feet of pure white snow

0 Yorum  | Adsız | 09:12
ellerim kırılaydı da yağdırmaz olaydım o karları. ayrıca beşiktaş yöresi geleneksel kar topu şenlikleri için saat 13:30 itibari ile kaya market'in önüne bekleriz. daha neler.
not: ellerim de kırıldı, o da olsun.

22 Ocak, 2004

kar canavarı yeti

0 Yorum  | plush | 22:22
uzun süredir şarkı tavsiye etmiyorduk değil mi?
hakan kurşun - kar yağdı

19 Ocak, 2004

get a life.

0 Yorum  | spineless | 00:57
40 yaşına gelip de hâlâ bar kapılarında güvenliği sağlamakla uğraşan kabadayıdan bozma keyif tüccarlarına olan hayranlığım dayanılmaz boyutlara geldi. hatta artık üstlerine atılıp "merhaba, nasılsınız? işler yolunda gidiyor mu?" diye sorasım bile geliyor, o derece.

16 Ocak, 2004

"a.b.d'nin kısaltması amerika"

0 Yorum  | spineless | 01:09
gecenin bir vakti televizyonda başka izleyecek birşey olmadığından recep tayyip erdoğan'ın ilköğretim öğrencilerinin sorularına cevap verdiği siyaset meydanı'nı izleyeyim dedim. çocukların laflarını esirgemeden ve olanca saflıklarıyla sorukları sorulara hayran oldum. başbakanın karşısına geçip hiç sıkılmadan "imf'ye olan borcumuz ne zaman bitecek?", "çiftçilere olan yardımı niye kestiniz, devam etmeyecek misiniz?", "abd'ye nasıl güveniyorsunuz? ırak'a yaptıklarını bize de yapmaya kalkmazlar mı bir gün?" şeklindeki sorularıyla pek bir eğlendim. ali kırca'nın "10 yaşında bunlarla nasıl ilgilenebiliyorsun?" sorusuysa program boyunca aklımdan geçenlerdi. zamane çocukları diyelim.

modaya katılmak pahasına bir not; mtv'de superock'a ne zaman denk gelsem deftones çalıyor. ayrıca ilk ve son üç şarkı tezimi de hiç çürütmüyorlar. bu adamlar beni seviyor mudur ne?

15 Ocak, 2004

could a bigger fish swallow me?

0 Yorum  | spineless | 02:24
yavaştan 2süperfilmbirden'e benzemeye başlasak da bu filmi anlatmazsam çatlayacağımı düşünüyorum izlediğimden beri. türkiye'de vizyona girmesini aylarca bekledikten, herkese haber saldıktan sonra bu kadar yaygaraya değer bir iş çıkardığını düşünüyorum sayın pixar yetkililerinin. toy story ve monsters inc. seven herkesin görmesi, gülmekten çatlaması gereken bir film olmuş finding nemo.

salona girerken yaş ortalamasının hayli düşük olduğunu farkedip, bir de filmin dublajlı olduğunu duyunca mızmızlanmadım değil. ama o küçücük çocuklar büyüklere ders verircesine edepleriyle oturup gıklarını çıkarmadan izlediler koca filmi, saygı duydum hepsine. (film başlamadan evvel knick-knack isimli bir kısafilm animasyonu var, filmde ne kadar eğleneceğinizi onu izlerken bile hissedebiliyorsunuz.) dublaja gelince... dakikada 3 kahkaha attığımıza göre gayet güzel çevirilmiş, layığıyla seslendirilmiş. yine de orjinal versiyonunu izlemek daha eğlenceli olacaktır karakterlerin ağız ve ses uyumlarına hayran kalabilmek için.

uzun lafın kısası, herkes "finding nemo"yu izlesin, dvdsini alsın, mutsuz olduğunda bir daha izlesin. favori karakterim olan yavru deniz kaplumbağalarınaysa dikkatlice baksın. marlin'in (bu ismi duyunca da keh keh gülmedik değil hani) nemo'nun öldüğünü düşündüğü sahnede yan sırada oturan 4 yaşındaki veletin söyledikleri filmin en güzel anıydı sanırım;

"ölmedi o, yaşıyooorr!"

10 Ocak, 2004

hugo'nun amına koyim

düşler ve kabuslar sitesinden aşina olduğumuz doğu yücel'in son hiti okul filmi. senelerce konsere getirdiği kreator'dan dayak yediği şehir efsanesi olarak dolaşa dursun plastik maskeler ile "hın hın hın" korku efektleri arasına yerleştirilimiş komik bir hikayenin senaristi aynı zamanda. plasticwings'e yazacak kadar etkilemiş olsa gerek ki kendinden bir paragraf olsa bile bahsettirdi.

kill bill'i görmediyseniz görün. sonra bir de çerez olarak buna bakın. son olarak;

"lan adam kendini öldürmüş, seni mi öldürmeyecek be!"

erdem çapar'ı yazı içinde sığdıramadık ama kendisinden bahsetmesek olmaz. bir adam sadece vesikalık fotoğrafı ile salonu yerle bir edebiliyorsa, eski sevgili rollerinin yıldız ismidir bence.

lesson learned.

0 Yorum  | spineless | 00:51
internet kesintileri için ctrl+c'yi çok iyi ezberlemiştik ama elektrik kesintileri için ctrl+s kombinasyonunu kimse öğretmemişti. bir musibet bin nasihattan iyidir diyen atalarımız haklı mıdır ne?

09 Ocak, 2004

confusion.

0 Yorum  | spineless | 14:29
hava soğuk, insanlar soğuk, plasticwings de bile kar yağıyor. kötü kişi olmanın pek de sakıncası yok şu zamanlarda. bahar geldiğinde gevşeyeceğiz ne de olsa.

02 Ocak, 2004

ahmet çakar

"hep karşında ben olmam, yarın ahmet olur. ahmet çakar."
bu senenin en güzel lafı ödülünü thecreativeone.com'un değerli sahibi fubb beyler kazanıyor.

01 Ocak, 2004

ptt - ks. pijama, terlik, televizyon.

0 Yorum  | plush | 19:23
sinâ koloğlu tadında bir yılbaşı geçirdiğimiz için; nişantaşı'ndaki holiganlar, taksim'de direğe tırmananlar ve kadıköy'deki fenerbahçelilere bakarak en güzel meydanı televizyondan seçmek ile geçti bütün gece. bir yılbaşı gecesine yakışmayacak kalitedeki programlar arasında sizler için seçtiğimiz iki programı seyretmek, sevdirmek gerekiyor.

öncelikle samanyolu tv'de yayımlanan "sır kapısı" adlı program izlenmeli, dersler çıkarılmalı. üç ekmek vererek uçurumlarda duranlar, on milyonluk saat yüzünden adam bıçaklayanlar oeh dedirten kalitedeki oyuncular tarafından canlandırılmakta. ikincisi ise bir zamanlar jess ile program yaparken arto'ya küfrettiği için kovulan bir kız ve iki arkadaşının oynadığı "zıbın". yeni "gag" olmaya aday gibi gözüküyor.

geçen yılbaşı gecesini ferhan usta eğlenceli geçirmişti. bu yılın bombası ise armağan çağlayan'dan geldi.
"benimle ağzını açmadan konuş"

son olarak geçen yıl hediyeler ile kutladığımız fakat bu yıl akibeti belli olmayan bir arkadaş için yine kendi sevdikleri arasından the smiths - unhappy birthday'i armağan ediyoruz.

great expectations v.2

0 Yorum  | spineless | 16:41
geçen sene 1 ocakta yazdığım yazıyı okudum da, yeni yıla yine aynı şekilde girmişim. bu kadar tutarlı olabildiğim için kendimi tebrik etmek istedim öncelikle. eğer bu sene de bir önceki gibi geçecekse pek de bir şikayetim olmaz aslında, ne de olsa "i like pleasure spiked with pain." dün gecenin en büyük değişikliğiyse aynı anda altı yerde birden bulunmayı istememdi, belki bir dahaki seneye kadar bu teknolojiyi yaratabilir bilim insanları, en büyük dileklerimden biri bu olsun.

yılbaşı eğlencesi hakkındaki düşüncelerimi daha önce belirttiğim için bir daha kendim yormak istemiyorum. sadece sabah uyanıp da rüyamda gördüğüm son iki rakkamın 5 trilyon çıkan biletteki numaranın son iki rakkamı olduğunu görmek şaşırttı beni. aslında biraz da korktum kendimden. böyle de yeteneklerim varmış demek ki.

2004 için dileklerime gelirsek, herkesin hakettiği kadar mutlu olmasını diliyorum, ki bu durumda bazı insanların hemen şu anda ölmeleri gerekiyor. artık kendi kanatlarım da olduğuna göre bunun hiç bir sakıncası da yok aslında. bu naçizane günün şarkısı da kelis - milk shake olsun kıvamında bir yıl geçirmeniz dileklerimle beraber.

↑ Yukarý Çýk

Arþiv

Liverpool