plasticwings.org

değişik konularda yazan birkaç kişinin web günlüğü.



25 Kasım, 2003

ne zaman gelecek o büyük gece

günlerdir beklediğimiz, kendi çapımızda gerisayım yaptığımız gün geldi; plasticwings sonunda bir yaşına bastı! şu günlerde gündemdeki olaylar yüzünden diğer insanlar için ne kadar anlamı olduğunu kestiremesem de, özel hayatlarımızın gidişatı nedeniyle bizim için önemli olan bir kavram bu.

çarşaf çarşaf bloguyla olsun, tek cümlelik enstantaneleriyle olsun son bir yılın nasıl geçtiğini hatırlatan bir kitap gibi. oluşum süreci sancılı geçse de, yaparken ve yazarken çoğu zaman eğlenilmiş, bakarken gurur vermiş, tanımadığımız insanların hakkında konuştuğunu duyduğumuzda şaşırmamızı sağlamış, bir gün bakmadığımda kendimde eksiklik hissetmemi sağlamış bir yer olmuştur kendisi.

oscar törenlerinde beklemediği anda ödül almış olan insanlar gibi hissediyorum şu anda, kime ve neye teşekkür edeceğimi şaşırmış durumdayım. ödül törenleri ritüelinde olduğu gibi ağlayarak oluşumunda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, yanaklarından bir bir öpüyorum. darısı başınıza.

13 Kasım, 2003

the honor is still mine.

0 Yorum  | spineless | 15:39
haftalardır süregelen da matrikz çılgınlığına ben de katılabildim sonunda bazılarına yıllar gibi gelen bir gecikmeyle. filmle ilgili söyleyebileceğim tek birşey var, o da neo'nun 3 filmdir, bizim 4 senedir merakla öğrenmek istediğimiz şeyi newton amca yüzyıllar evvel bulup, adını da 3. hareket kuralı olarak koymuş; "for every force there is an equal and opposite force." bunun dışında filmin gidişatı, sonu veya felsefesi hakkında hiç bir yorum yapmak istemiyorum şahsen, okumaktan gına geldi zira.

benim esas dikkatimi çeken, lotr'la başlayan (belki de kökeni star wars'a dayanan) enteresan mekanlarda geçen, garip karakterlerin olduğu tutkulu aşk soslu, savaş/dövüş sahnesi bolluğu yaşanan macera filmleri oldu. ard arda gelen troy, master and commander, once upon a time in mexico ve tabii ki lotr:the return of the king trailerleriyle dolby surround sistemli sinemada sarsıldık.

ben de modaya kapılıp, bir adet imdb'den aparttigim matrikz memorable quote'uyla bitirmek istiyorum yazımı;

"o: you really are a bastard.
as: well you should know, mom."

10 Kasım, 2003

soğuk be abi

0 Yorum  | ohanda gueros | 20:52
beni çok dar bir anımda yakalayıp, haftasonunu dışımı ısıtan lakin içimi yakan bir beşiktaş atkısıyla geçirmeme neden olan, böylece onurmu gururumu beş paralık eden hunhar soğuğa kahır dileklerimi buradan iletiyorum. öperim.

08 Kasım, 2003

klugscheisser

0 Yorum  | plush | 13:52
sabah kalkarken "yarrak", akşam yatarken "amına koyayım" oldu ilk ve son sözlerim.
moral of the story : üslup sorununu en kısa zamanda çözmeliyiz.

07 Kasım, 2003

fff

0 Yorum  | ohanda gueros | 01:15
p kişisi: edvır sızırshents videosu indirdim, cana caymısın geldi.
f kişisi: oha bi de ingilizceden f aldım diye itiraz dilekçesi veriyosun.
d kişisi: edward scissorhands, jenna jameson! Al işte ben söyleyebiliyorum da n'oldu ben de f aldım!

05 Kasım, 2003

little ceaser's!

0 Yorum  | spineless | 02:28
güvendiğim insanlar tarafından bana söylenen şeylere çok çabuk inandığımı ve bunların genelde palavra çıktığını ispatlayan bir kaç olay yaşadıktan sonra sorunun kimde olduğunu düşünmeye başladım. acaba ben mi çok aptal ve safım yoksa insanlar mı çok acımasız? verilen sözlerin tutulmadığı, laflarımın sürekli geçiştirildiği yerlerde bulunmama hakkımı kullanmak istiyorum şu an itibariyle.

çocuğumuz gibi sevdiğimiz plasticwings'in 25 kasımda gerçekleşecek olan doğumgünü şerefine çocukça titlelar yapmak, partiler vermek, şarkılar söylemek istiyorum. bir çoğu insanın bana deli gözüyle bakmasına aldırmadan, şu sıralar beni tek sevindiren şeyin bu olduğunu belirtmek istiyorum kendilerine. tabi bir de yağmur sevinci mevcut.

saçmalamayı kısa kesiyorum, iftarlık menü yapmıştık size, yapması gereken kişi sallamadı (bkz.ilk cümle), bari bu doğumgünü süsleriyle idare ediniz diyorum. günün şarkısı da dream theater - lie olsun.

02 Kasım, 2003

kültür kokteyli

cumhuriyetin 80. yılını 40 gün 40 gece kutlama çabalarımda başarıya ulaştım allah'ın da izniyle.

80. yıl şerefine ateşli konuşmalarla başlayıp, ilkokulda ezberlenen tüm atatürk şiirleriyle süren nilüfer konseri soslu etkinlikte türklüğe doyduğumu hissettim. belediye başkanının delicesine atatürkçülükten ve laik türk cumhuriyeti'nden bahsetmesi salondaki herkesin tüylerini diken diken ederken benim seçimlerin yaklaşıp yaklaşmadığını düşünmemi sağladı. çocukluğunu annesinin dizinin dibinde fuardaki konserleri izlemiş birisi olarak geçiren birisi olarak, seneler sonra anneyle gidilen bir konser de hislenmemi sağlamadı değil hani.

türklüğün bu kadar bol olduğu günden sonra, garip filmlerin izlendiği miller süslü dvd partisinde yenen abur cuburlarla olsun, konuşulan konularla olsun amerikanvari geçirilen bir cadılar bayramı gecesi yaşadım. tam "hey dostum, senin sorunun ne biliyor musun?" şeklinde konuşmaya başlayacakken gelen fasıllı rakılı akabinde osmanlı baharatlı nargile faslı tam bir kültür şoku oldu. taksim'de alterlerle geçirilen gecelere inat fesli udlu gece derin bir etki bıraktı bünyemde. içkileri karıştırıp neyi nasıl içeceğini bilmeyen şaşkın genç edasında kültürleri karıştırıp mide fesatı geçirdim, klozetleri ağzımdan fışkıran artıklarla süsledim bol bol.

son beş günün enteresan gidişatına ithafen soulfly - back to the primitive günün şarkısı olmayı sappına kaddar hakediyor. hayırlı ramazanlar.

↑ Yukarý Çýk

Arþiv

Liverpool