plasticwings.org

değişik konularda yazan birkaç kişinin web günlüğü.



23 Şubat, 2005

paradoks

1 Yorum  | Vladivostox | 00:05
memleketin eldeki teknolojiyi gerekli yerlerde uygulayabilme aşamasında hayli önemli problemleri var. herhangi bir aletin mevcudiyeti yeterli görülüyor, kullanım amaçlarından azade... örneğin; çantların dedektörlerden geçirilmemesi pek çok alışveriş mekanında karşılaşılan bir durum. yadırganmıyor da açıkçası. göstermelik güvenlik, göstermelik denetim.
ya da üniversitede yine dedektörden geçerken çantayı yana bırakırsınız, görevli de kerhen çantayı dışından bir yoklar sanki içerisinde ne olduğunu dokunarak anlayabilecekmiş gibi. (tabii bu noktada anlaşılabildiği üzere, bizim okulumuz dedektörden geçilerek girilebilen bir mekandır.)
sanırım tüm bu hasletlerimizden dolayı cep telefonu konusunda da önemli bir pazar haline geldik. konuşmak için icat edilmiş telefon elemizde maymuna dönmüş vaziyette, varoluşunu sorguluyor.

20 Şubat, 2005

sene 2005

0 Yorum  | plush | 10:46
tarihte bugün en mutlu kim? sorusuna benim cevabını verdim.

14 Şubat, 2005

blog kardeşliği

116 Yorum  | plush | 00:32
blog kardeşliği sitesi açıldı! artık bütün kardeşleri görebilir, sitenizi ekleyebilir, bilgi alabilirsiniz. bir de blog adresimiz var. ve tabi xml.




Blogosphere (veya blogsphere), 1999 yılında şaka yollu ortaya çıkmış, daha sonralarıysa bütün weblogları kapsayan, birleştirici bir terim olarak ortaya çıkmış. gavur diyarlarında 2003 senesinde düzenlenen "Live from the Blogosphere!" isimli bir buluşmayla, weblog camiasının önde gelen ve sıkça takip edilen insanlarının seminerler verdiği, tartışlamarın yapıldığı, bol bol fikir alışverişinde bulunulan bir ortam yaratılmış.

düşündük taşındık, türkiye için de böyle birşeyler yapalım istedik. aşağıda sürekli güncellenecek katılacak bloglar listesini ve gelişmeleri yayımlayacağız. eğer aklınıza yattıysa sağ taraftan (yorum ekle) listeye adınızı ekleyin.

not: etkinlik 19mart'ta life roof'ta gerçekleşti. yorumlar ve gelişmeler için tıklayın.

13 Şubat, 2005

karamba, karambita!

0 Yorum  | spineless | 21:17
ferhan şensoy hakkında en çok blog yazdığımız iki ünlüden biri olduğundan, şans kapıyı kırınca'ya gidip de onun hakkında birşeyler yazmasaydım olmazdı. bu yazıyı sürekli ertelememden midir bilinmez, benim de filmi aratmayan olaylar geldi başıma. daha beter şeyler olmadan evvel yazmak boynumun borcu oldu.

türk filmlerinden fazla birşey beklememeye alışık olan bünyem bu filmden hiç bir hayal kırıklığına uğramadan çıktı. filmden genişleyen bir kelime ve de küfür haznesi, -filme giden herkesde gözlemlediğim üzere- küba'yı görme isteği, öğer turizm'in küba'da bir acentası olduğu, ferhan şensoy'a esmer olmanın yakışmadığı ve filmde bir zayıf bir şişman görülmesi gibi artılarla çıktık.

kısacası ferhan şensoy'un pek kıymetlı ortaoyuncuları'nı bir aylığına kapatıp gitmesine değmiş, asuman dabak'ın film çekimlerinde perişan olduğunu söylemesine rağmen harika oynadığı, eğlenceli bir durum komedisi. gidin, görün.

01 Şubat, 2005

kendin pişir kendin ye

0 Yorum  | Vladivostox | 15:27
okuduğum ya da izlediğim şeyleri anlatabilme yeteniğimin olmamasına çok sinirim bozuluyor. bilhassa final zamanlarında iyice hatmettiğim mevzuları dahi birilerine anlatırken pek çok kez çuvalladığımı hatırlarım. lakin yine aynı konular örneğin sınavda karşıma çıksa mübarek teoriyi sanki ben kurmuşum gibi yazdıkça yazıyorum. özümseyememe problemi belki de... ayrıca en "baba" filmler bile benim anlatımımla maksimum 5 cümle sürer.
anlaşılan böyle müstesna bir haslete sahip olduğuma göre öğretici sıfatını da edinmek pek mümkün görünmüyor. üniversitede kalıp hoca olmaya kalksam; öğrencilerin hayırla yad ettikleri tiplerden olma şansım sıfır... en iyisi, kendin pişir kendin ye.

↑ Yukarý Çýk

Arþiv

Liverpool