plasticwings.org

değişik konularda yazan birkaç kişinin web günlüğü.



24 Nisan, 2003

you sexy boy

0 Yorum  | Adsız | 00:33
arkadaşımın, şapka satan bir dükkana girip, her bulduğu şapkayı kafasına denemesini beklerken, bir yandan da şapkalarla yanyana koyulmuş, çeşit çeşit ve seksi seksi erkek donlarının bulunduğu vitrinin önünde bir tinerciyle güreşmekten ve insanların bana bakmasından nefret ettim bugün ben.

hem ayrıca sazla anathema çalabilen insanların olduğu bir kaleye gittim bugün ben. ahmet kaya işgal etmişti kaleyi, ama teslim olanlara köle gibi davranmayacağına ve serbest bırakacağına, din konusunda da baskı yapmayacağına söz vermişti. nitekim tuttu da sözünü, herkes hayatından memnundu.

ayriyeten havalar da ısınmışken, ben bu lisede kızların pantalon giymesine izin veren yasayı da esefle kınıyorum. giymeyin pantalon hem, alışık değilsiniz pişik olursunuz...

23 Nisan, 2003

one day i'm going to grow wings

0 Yorum  | spineless | 20:56
anlam ve önemi nedeniyle neşe dolmamız gereken bir gündeyiz ve aynı zamanda aktivitelerin abarttığı bir gün olduğunu da farkettim az önce.

sabahın erken saatlerinde başlayan bugünün küçüklerinin makam sahibi kişilerin koltuklarına oturmalarını heyecanla ve gülümseyerek izledik. günün ilk futbol olayı olan süt takımı'yla meclisspor maçında keyiflendik. daha sonra elimizde çayımız, televizyon karşısında 25. yılını kutlayan trt'nin çocuk şenliğine göz attık. 25. yıl olmasına rağmen hastalık ve savaş nedenleri yüzünden sadece 16 ülkenin katılmasına üzülmedim değil. yine de çocukların güzellikleri görülmeye değerdi.

çocukluk aktiviteleri bittikten sonra türkiye kupası finali ve şampiyonlar ligi yarı finallerini beklemeye başladım. tabi bir de gece yarısında balkabağı olmamasını ümit ederek beklediğimiz bir otobüsümüz de mevcut. ayrıca 23 nisan'ı taksim civarlarında geçirmek isteyen kişiler varsa, shaft'ta saat 21.00 dolaylarında the cure-the smiths-james gecesi de varmış hani. hayırlısı olsun.

20 Nisan, 2003

altın böcek

0 Yorum  | plush | 02:05
bir süredir heyecanı ile yanıp tutuştuğumuz altın örümcek için adaylar açıklandı. beklediğimiz yerde (olayın dışında) yerimizi aldık.

şu ziyaretimizden sonra yaptığı teşekkür ile, şu'da yaptığı başarılı sezyum takliti ile beğenimizi kazandı.

daha nice böceklere.

19 Nisan, 2003

aradığınız hayata şu an ulaşılamıyor

0 Yorum  | spineless | 03:49
film dediğin, asla ulaşamayacağın büyük tutkulu aşkları, çok çok uzak bir galakside olan biteni, karanlığın hükmettiği dünyaya kardeşlik kurarak barış getirmeyi, sapık yabancıların evinize komşu havalarında gelip hayatınızı berbat etmesini, ortalığı toz duman ederek istediğiniz sinema akımını kabul ettirmenizi, hoşunuza gitmeyen şeyler yapan kişileri nedensizce öldürmenin güzelliğini anlatmalı.


kim ne yapsın sıradan insan hayatını? onu zaten hepimiz yaşayıp, hakkında bol bol şikayette bulunmuyor muyuz?

18 Nisan, 2003

mood elevation

üstümdeki ağırlığı bahar yorgunluğu olarak adlandırıp gerçekleri görmemezlikten gelmek ne kadar doğru bilmiyorum ama bazen insanın herşeye boşveresi geliyor.

havalarla beraber gelen değişiklikleri fark ettikçe seviniyorum aslında. yine de değiştiğini yüzünüze vurmakta ısrar edip aslında eskisinden daha beter hallere dönüşen şeyleri görmek de midemi rahatsız ediyor. değişim, siz söylemeden başkaları tarafından farkedildiğinde güzeldir, mutluluk vericidir, bunu sokamıyorum bazı çok konuşmaktan maksimum zevk alan insanların beynine. bir de beni çok tanırmışçasına "sen çok değiştin." cümlelerini kuranlar var ki, kalplerini söküp yemek istiyorum.

taksim bile değişip, süslenip, pavyon havasındaki ışıkları, parlak domatesleri ile bezenmiş, her haftasonu istanbul'un üçte birini misafir ediyorken olan bitene şaşırıyor olmam da garip. yine de gözüne baktığım zaman ne dediğimi anlayan insanlara, oyuncuyla beraber repliklerini söylediğim filmlere, ezbere bildiğim şarkılara daha çok ihtiyaç duyar oldum. ne demişler, "nothing changes, just rearranges.*"

07 Nisan, 2003

fashion sluts

plasticwings, 'view web page' butonuna basmanın ızdırap olduğu bir site olmak konusunda emin adımlarla ilerlerken, pazar günü gülse birsel'in köşesinde okuduğum bir kaç cümle bana çok tanıdık geldi. herkes okusun istedim. böyle buyrun;

"alçakgönüllü tavırlarına rağmen, yüksek bütçeleriyle ünlü markaların gözbebeği olan uzakdoğulu, tasarımları da kendine benzetti! bedenler ufaldı, renkler acaipleşti, fiyonklar, çiçekler, bilmem ne. sebep, 3-5 yıllık bir trend. 18-35 yaş arası japon kadınlar, küçücük fosforlu bluzlar, mikromini etekler, platformlu ayakkabılar, hap kadar marka çantalar ve sapsarı saçlarıyla bir moda yarattılar. lisesli kız gibi giyinmiş pahalı fahişelere benzeyen, oysa öğrenci veya meslek sahibi zengin kadınlar bunlar. onlara 'kogal' deniyor ve kogal stili, yüksek tüketimden ötürü, dünya modasını çok etkiliyor."

şimdi bu okuduklarınızın türkiye ve istiklal caddesi versiyonlarını düşünün ve huzura erin. zaten billiy corgan bile uyarmış bizi "beware of those angels with their wings glued on." diyerek. fazla söze ne hacet!

02 Nisan, 2003

23 nisan

0 Yorum  | Adsız | 15:11
bu sabah fubb'dan çıkmış efendi efendi otobüsle evime geliyordum. hiç adetim olmamasına rağmen, yaklaşan vizeler sebebiyatıyla çıkartıp notlarıma bir göz atayım dedim. ben notlar arasında kaybolmuşken, arkamdan bir ses "pardon istanbul üniversitesi'nde misiniz?" dedi. "hayır, marmara." dedim ben de. "şanslısınız, okullar tatil olmuş, vizeler iptal." dedi gitti. ben nananasi yani diye düşüncelere daldım sonra da notları çantama attım. derken bu kişinin bi arkadaşı geldi yanına. ona da okulların nasıl tatil olduğunu, nasıl vizelerin iptal olduğunu anlattı. istanbul üniversitesi'ndeki yangından dolayıymış. ben ne alaka o okuldaki yangınla bizimki derken, bunlar inmeye niyetlendiler. otobüsten inerken bu kişi yanindakine "nisan biiiiiiiğr" dedi ve gülüştüler. e ama ben seni tanımıyorum, hem bugun nisanin 2'si? vizeler iptal olmadımı şimdi?

↑ Yukarý Çýk

Arþiv

Liverpool