plasticwings.org

değişik konularda yazan birkaç kişinin web günlüğü.



09 Temmuz, 2005

Brazzaville Gerçeği

1 Yorum  | Erkin | 19:58
8 Temmuz Cuma günü İstanbul'da Brazzaville'i izleme şansını yakaladık. Öyle mesut, öyle heyecanlıydık ki; Babylon'a şezlong atasımız, garsona "Tropikal ne varsa donat masayı." diyesimiz vardı. Mamafih, olaylar pek beklediğimiz gibi gelişmedi.

Dünya tatlısı, Beck eskisi müzisyen David Brown konser boyunca dandik bir hikâye ile bizleri hoş tutmaya gayret etti. Şarkı aralarında hikâyeye dönüp hemen keserek "Tension is building." dedi durdu. Mekânda İngilizce söylenen her şeye gülen insan tipi de bol olduğundan, hayli eğlenen bir toplulukmuşuz gibi göründük. Fakat ben ondört yaşında boşlukta bateri çalan bir insanken gittiğim konserlerden beri ilk kez bir canlı performansta çıkan müziği dinlemekten aciz, davulcuya ve gitariste kitlenmiş haldeydim.

Kendileri İstanbul'daki ilk gecesinde, mühim bir politikacının oğlu olduğunu iddia eden bir dümbük tarafından dansöz izleyeceğiz vaadiyle kolpacı gece klübü alemlerine dalmışlar. Rus kadınların cirit attığı bu ortamda geniş bedenli, kısık gözlü ancak güler yüzlü adamlar iki şişe su, biraz da çerez için binikiyüz dolar hesap çıkartmış. Bizimki de "Bak dostum." demiş masaya yüz doları koyarken; "Ciğerimi söküp bir yerlerde satabilirsin ya da bıdı bıdı ama bu yüzlükten başka para vermeyeceğim. Bu olmayacak." Aferin Davudi.

David Brown macerasını anlatadursun, o sevimli yayvan yüzünün ardında abazan bir Barcelona'lı taşıdığından emin olduğum Ivan Knight, Brazzaville adını iki ölçüde bir verdiği Gülben Ergen Davulcusu ataklarıyla başka bir zemine taşıyor, Babylon'un içinde karton kolideki civciv gibi hisseden bana 1995'in İskender Paydaş ruhunu yaşatıyordu. Gitarist Paco Jordi ise Babylon'a gelmeden önce Galatasaray Lisesi'ndeki ücretsiz Duman konserine gittiği için biraz yorgundu. Bu da tabi ki performansına yansıdı. Yine de kimi yerlerde yanlış notaları gezmesi, bazen de hiç çalmaması kendisine sekiz Nirvana puanı kazandırdı diyelim.

Açıkçası gecenin en hoş anlarını David Brown'ın elinde klasik gitarla seslendirdiği iki güzel eseri dinlerken yaşadım. "C'mon boys!" dediğinde sahneye teşrif eden beylerden sadece basçı Brady Lynch, Brazaville şarkılarını biliyordu. Onu da çok sevdik zaten. Bir Myrkur'un dediği gibi; "Evde mp3lerini dinlesem 25 ytl kat daha fazla keyif alırdım."
Blogger plush
paris combo yerine de brazzaville çıkıyormuş :)

Yorum Yaz

Arkadaþýna Gönder

Arþiv

Liverpool