üstüste köşe yazarı eleştirmeyeyim dedim ama insanın içine kurt düştü mü rahat durmak bilmiyor.
hürriyet gazetesi'nde yazan sayın yurtsan atakan, "bilen bilmeyen blog diye tutturdu" isminde bir yazı yazmıştı geçen hafta. bloglar için uygun gördüğü kelimenin "e.günlük" olduğunu, blog demeye devam ettirenlerin züppelik yaptıklarını, blogların şu anki klasik medyaya hiç bir alternatif oluşturamayıp zamanla yok olacakları gibi güzide fikirlerini sunmuş. bu kadar çok okunan bir gazetede yazan bir kişinin, insanları yanlış bilgilerle doldurmak pahasına araştırmadan, desteksiz yazılar yazması, yurtdışından bu kadar bihaber olması beni üzüyor.
neredeyse her yazdığı yazıya en az beş-on kaynak veren bloglar okuduğum için, gazeteler ve bol keseden sallamacı köşe yazarları beni tatmin etmemeye başladı, sizi bilemem.
http://izlenimler.blogspot.com/2005/06/blog-meselesi.html
hiç şaşırtıcı değil... ama üzücü.
bunları şöyle ki doğal karşılayabiliriz; nasıl ki hanidir elinden ekmeği çalınan zebunlar gibi hanidir işinin ehli olduğu zannınca kendini bir "şey" sananlar olur da aynı işin bin katlı ehli çıkınca deveran eder tutuşur ya hani poposu, işte sayın saygıdeğer bu köşebaşıcı gazete yazarı da aynı durumdan müzdariptir. tepkisi de bundan mütevellittir. umursamamak lazımdır. geçer bunlar, ama izi kalır sol böğürde.