resmi olmasa da pratikte züper futbol ligimiz nihayet neticelendi. 5-10 haftadır ha oldu ha olacak derken fener ancak sondan bir önceki maçta takabildi beline gümüş kemeri. klişe tabirle ezeli ve ebedi hasmı gs'yi yenerek. anlamlı. maçı izlemedim ama. evin yakınlarında nedense hiç bir digitürk sahibi mekan yok, "football free zone" buralar. potansiyel para kazanma mecrası, sermaye birikimi olanlara duyurulur.
neyse, daha evvel light bi fenerliyim demiştim; yeni bir sıfat daha bahşediyorum kendime "hisli"... tamam gs'yi yendik pek sevindik hatta bol bol da havai fişek yolladık gökyüzüne herkes bu çoşkuya şahit olsun diye. yalnız maçın başında ortasında ve sonunda atılan su ve bilimum meşrubat şişelerine ne gerek vardı? gladyatör arenası gibi. topçuların soyunma tünellerine girerkenki hallerine ne demeli? bazıları bunlara ayrıntı dese de, şeytan ayrıntıda gizlidir sözünü de nakşederim akabinde... hislendim bir anda; "içimizdeki ırlandalılık" damarım depreşti.
irlandalı diyince, shane macgowan'ı belirtmeye gerek yok sanırım.
pazar günü stad içi ve etrafındaki atmosferi gördükten sonra işte bu dedim. sanırım küllerinden yeniden doğdu fenerbahçe. iki yıl daha götürüp 100. yıllarında şampiyonlar ligi kupasını kaldırır mı bilinmez ama, carlos alberto parreira zamanındaki kadar samimi olmadıkları da bir gerçek.
ps: evet evet, kemal sunal filmlerindeki fenerbahçe - galatasaray maçlarını özlüyorum.