hipodromu göremeden mezun olacak şanssız istanbul üniversitesi mezunlarından biriyim efendim. halbuki o güzelim meşhur son düzlükte yerimi alacaktım. oysa şimdi akm'nin salonunu tıkışacağız. rektörlük en azından kamusal alan gerginliğini atlatmış oldu bu hamleyle.
neyse bu duruma hayıflana durayım; okulun nadide kep ve cübbelerini gördüğümde ise ayrı bir dumura uğradım. türk tekstilinin ve istanbul üniversitenin enfes kreasyonu. kep sıcak yaz gecelerinde sinek avlama konusunda hayli etkili bir cihaz, kartonu kaliteli; cübbe ise teşvikiye imamlığı makamından devşirme gibi duruyor. seviyorum bu okulu...
bu arada kep-cüppe depozitosu için açılan hesabın öğrenci işleri müdürünün adına olması da bende ayrı bir işkillenmeye sebep oldu. gecelik faiz nedir bilemiyorum ama 40 milyon çarpı bi kaç yüz oldukça iyi paralar. ama yine de gıybet haramdır diyorum, susuyorum. (bkz: kadıköy imamı)
bi de o mezuniyetlere gidilmese olmuyor mu? ne gerek var, zaten diploma almak icin de yillarca ugrasacaksin, orda kagit parcasi vermiyorlar mi? bu okul niye hep böyle?
evet, sadece güzel temenniler içeren bi kağıt parçası tutuşturuyorlar eline. "bu okul niye hep böyle?" sorusunun cevabını artık düşünmüyorum; paçayı kurtarmanın verdiği eşsiz mutlulukla cevabı sana havale ediyorum :)
Ben de gitmemiştim mezuniyet törenime, ama ben gitsem ayıp olurdu zaten; 4 yıllık okulu 6 yılda bitirince, kendi döneminle gitmek de, 2 alt döneminle gitmek de manasız geliyor. Özetle, hayırlara vesile olsun!